//-->
SORUNUZU SORUN HEP BİRLİKTE CEVAPLAYALIM BÖLÜMÜ SOLDA FORUM YAZAN YERDEDİR. FORUMA ÜYE OLUN TÜM SORULARINIZ CEVAPLANSIN. MATEMATİK VE DİĞER DERSLERİN VİDEOLU KONU ANLATIMI VE SORU ÇÖZÜMÜ VİDEO ANLATIMLARI SİTEMİZDE BULUNMAKTADIR MATEMATİKCİMM SONUNDAKİ CİMM 2 M İLE YAZILIYOR :) *HOŞ GELDİNİZ*
aaaa
aaaaaa
6. 7. 8. Sınıf Matematik
6. 7. 8. Sınıf Videolu konu anlatımı
6. 7. 8. Sınıf Videolu soru çözümü
6. 7. 8. Sınıf Türkçe
6. 7. 8. Sınıf Fen bilgisi
6. 7. 8. Sınıf Sosyal bilgiler
aaaaaa
Matematik
Geometri
Fizik
Kimya
Biyoloji
Edebiyat
Dil ve anlatım
6. 7. 8. Sınıf Matematik
Matematik
Geometri
Fizik
Kimya
Biyoloji
Türkçe
Edebiyat
Tarih
6. 7. 8. Sınıf Matematik
Geometri
Matematik
Toplist
Site içi arama
Ziyaretçi defteri
Site duyuruları
Yönetici Hakkında
Hakkımızda
iletişim
Reklam ver
Site Haritası
aaaaaaaa
Takvim yaprakları
Döküman arşivi

Eğitim Haberleri
Anketler
7 günde ingilizce
7 günde ingilizce
7 günde ingilizce
Filipinli Bakıcı
Filipinli Bakıcılar
Filipinli Bakıcı Arıyorum
5 günde ingilizce
7 günde ingilizce
7 günde ingilizce
7 günde ingilizce

Tüm dersler ve Matematik

Simya ve Kimya

SİMYA- KİMYA



Roma ve Bizans İmparatorluklarında daha sonra da İslam ülkelerinde kimya tekniğinde pek çok ilerleme oldu. “Dört öğe kuramı” ve elementlerin dönüşümüne ilişkin düşünceler, İskenderiye’de ve daha sonra da Arap simyacıları Cabir (Geber), Razi(Rhases) ve İbni Sina (Avicenna) tarafından geliştirilmiştir. Kimya pratiği açısından Arap kimyagerler, daha önceleri keşfedilmiş olan imbiki geliştirmişler ve büyük oranda esans damıtılmasında kullanmışlardır. İslam dini alkolü yasaklamasaydı bu konuda büyük gelişmeler kaydedileceği kuyşkusuzdu. Ortaçağ simyacıları demir sülfatın (vitriol) damıtılmasından sülfürik asit(zaç yağı), demir sülfat ve potasyum nitratın birlikte damıtılmasından nitrik asit (kezzap) ve demir sülfat ile yemek tuzunun (sodyum klorür) damıtılmasından hidroklorik asit( tuzruhu) elde edebilmişlerdir. Ayrıca daha başka anorganik maddelerin elde edilmesini öğrenmişlerdir. Böylece teknik alanda oldukça ilerlenmiş olmasına karşın,maddelerin yapısı konusunda daha çok Aristo ve onun izleyicilerinin görüşleri egemen olmuştur.
İslam dini, cesetlerin kesilip biçilmesini(teşrih) yasakladığından İslam anatomi bilginleri Galenos’u okumak va yaralıları iyileştirmekle yetindiler. Çeşitli çalışmalar sonunda Araplar eski ilaçlara gri anber, kafuru, cıva, mürrüsafi, hıyarşenber ve sinameki’yi eklediler. Şurup ve güllap şeklinde sunulan ilaçlar da Müslümanlarca tıp dünyasına sokulmuştur.
İlk Müslüman-İran çömlekçiliği Çin’den örnek alınmıştır. 10. yy’da İran seramikçileri porselen dışında tükürük hokkasından “Kırk Harami”yi içine alacak büyüklükte dev küplere varıncaya dek her türlü çömlek işini yapıyorlardı.
Samara ve Bağdat seramikçileri metal parıltısı veren cilalı fayans yapımının biliyorlardı. Süslemede verniklenmiş sıvanın üstü metal oksitle boyanıyor, sonra seramik eşya, dumanda ikinci kez hafif bir pişirmeye uğratılıyordu.(s:60)
Arap simyasının içeriği, antik çağ simya bilgilerinden kaynaklanır ve Araplar bu eski bilgileri hemen hemen hiç geliştirmemişlerdir. Arap simyasının antik simyaya bağlılığı konusundaki söylenttiye göre,ilk Arap simyacısı Prens Halid ibni Yezid İbni Muaviye (635-704),bu bilgileri Romalı keşiş Maianus’tan almıştır. Söylentiye göre Prens Halid Kudüs’te sessizce ve yalnız yaşayan Marianus’u yanına çağırtarak İskenderiye’de ona bir atölye açmıştır. Marianus orada altın yapma sanatıyla uğraşmış ve altın elde ettikten sonra da ortadan kaybolmuştur. Halid,yıllar sonra Marianus’u bir rahibin ve sadık kölesi Galip’in yardımlarıyla bularak onun öğrencisi olur. Marianus öğretisini Halid’e aktarır Bu sanatın inceliklerini öğrenen Halid şöyle der: “Şimdi artık sabrın Tanrıdan, aceleciliğin de Şeytan’dan geldiğini anlıyorum” Prens Halid, Arap yazınının en güzel öğretici yapıtlarından biri olan (Buch des Krates”(Almanca adı) yazmıştır. Yazım biçimi Hellenistik geleneğe uyar. Ondaki kimya terimleri çoğunlukla Yunanca,bir kaçı da doğu kaynaklıdır.
İslam simyasının önde gelen temsilcileri arasında Cabir ibni Hayyan (720-813) Ebubekir El-Razi ( 860-940), İbni Sina (980-1037) ve İbni Rüşd(1126-1198) sayılabilir...
Cabir İbni Hayyan’a ve İsmailiye Mezhebine atfedilen simya yapıtlarına Cabir Kitapçıkları denmektedir: Bunlardan “Kralın Kitabı”, “Hafifliğin Kitabı”, “Ağırlığın Kitabı”, “Cıvanın Kitabı”, “70in kitabı”, “ 112nin kitabı”nda Platoncu ve Aristocu görüşler kimyaya yaklaştırılmış ve düzenlenmiştir. Bunlarda ilk kez “eliksir”, “ruh”, “beden” gibi yeni terimler ortaya atılmış,belirli kimyasal maddelere belirli karakteristik nitelikler verilmiştir. Bu nitelikler element kavramının yanısıra kullanılmış ve kimyasal olayları felsefi kuramlara daha da yaklaştırmıştır. “Ruh” kavramıyla cıva,”beden” kavramıyla da tüm metaller (cıva metal olarak kavramnıyordu) gözönüne alınıyordu. “Eliksir” kavramı gümüşü altına dönüştürme,soylaştırma ve yetkinleştirme gücüne sahip bir çözelti anlamına kullanılıyordu. Onun üretilmesi kimyacıların en yüksek hedefi idi. “Eliksir”, elementlerin (ya
 



Sitemizde İlgili Makaleler: Simya Anasayfa / Simya Nedir? Simyacı Kimdir? / Simya ve Kimya / Simya Tarihi ve Çeşitleri / Çin Simyası
matematikcimm.tr.gg
Atasözleri sözlüğü
Deyimler sözlüğü
Kompozisyon Örnekleri
Kitap özetleri
Bilgi damlaları
Roman özetleri
100 Temel eser
Türk destanları
Dünyamızı tanıyalım
Ülkemizi tanıyalım
Türkiyenin bölgeleri
Dünya bilimi
Bilim adamları
Biliyormusun ?
Rekorlar kitabı
Bilmeceler
Güzel sözler
Fıkralar
Komik yazılar
Diğer Konular
Hoşgeldin 2011
İslami bilgiler
Photoshop dersleri
Küresel ısınma
Çeşitli bilgiler
Online:
Tekil Hit: 36
Çoğul Hit: 64
Ip: 3.141.244.201

PageRank
© Matematikcimm.tr.gg Tüm hakları saklıdır.İçerik kaynak gösterilmesi halinde kullanılabilir 2008-2009-2010 Copyright ©
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol